Her bel ağrısı, bel fıtığı demek olmadığı gibi, her bel fıtığı da ameliyat gerektirmez.

Evet, bel ağrısı yapan yüzlerce neden sayılabilir ve bu bel ağrılarının sadece %3 ü cerrahi gerektiren fıtıktır.

Bel ağrılarının en sık nedeni, bel omurlarımızı bilinçli kullanmayışımıza bağlı, beldeki kas, eklem ve çevresindeki dokuların incinmesidir. Uzun süre aynı pozisyonda durmak (ayakta yada eğilerek iş yapmak, oturmak), eğilmiş pozisyondan ani doğrulmak, omurgaya dengesiz yük bindirmek bu incinmeye neden olabilir. Bu bel incinmesine bağlı  ağrılar istirahat, kas gevşetici-ağrı kesici ilaçlar, sıcak bantlar, hamam-sauna- masaj ile geçmesi ve hatta kendiliğinden geçmesi muhtemeldir.

Hekim olmayan insanların farklı müdahaleler ile düzeltmiş görünümü verdiği ve fıtığı düzelttiğine inandırdığı ağrılar, işte bu kendiliğinden de düzelme ihtimali olan ağrılardır. Bu insanlar; zaten düzelecek bu ağrılar ve fıtığının düzeldiğine inanan insanların vasıtası ile meşhur olurlar ki çok duymuşuzdur  ‘iki büklümdüm, eliyle fıtığı düzeltti, doğruldum’.

Oysa düzelen sadece kas spazmıdır, fıtık değildir.

Bizler gerçekten fıtık olup da bu insanların yüzünden felç kalan yığınla insan görürüz meslek hayatımızda maalesef.  ‘Şunu yaptı felç kaldı’ diye bir türlü olumsuzlukları meşhur olmaz onların, onlar mahkemelerde sürünmezler.

Mahkemenin de söyleyeceği belli değil mi?

-Gitmeseydin.

-Ehliyeti olmayan şoförün arabasına bile bile binmeseydin

Fıtık ağrısı;  halkımız tarafından‘siyatik’ diye bilinen kalça arkasından ayak bileğine kadar oyucu vasıfta inen, doğum sancısından beter bir ağrıdır. Bu ağrıyı sadece çeken bilir, bir başkasına anlatılması, bir başkasının anlaması çok mümkün değildir.

Ve ağrıyı hasta çekerken akıl veren çok olur;

-Sakın ameliyat olma..

-Bak ameliyat oldu düzelmedi….

-Siirt ‘de  bel çeken adam….

Daha neler, neler.

Balık bağlayan mı, baharat kaynatıp koyan mı, yumurta saran mı, zift döken mi, bele ip geçirip cerahat yapıp akıtan mı, adamı ters çevirip ayaklarından çekip belini kıran mı………

Konuşanın tuzu kuru, ağrıyan bacak onun değil nasılsa. Oralara gidip de felç olma ihtimali olan da o değil, idrarını tutamama ihtimali olan da o değil.

Bilinmesi gerekir ki; iyileşmenin en önemli engeli doktora geç gelmektir. Sinir hücresi vücutta kendini yenilemeyen tek hücredir ki zarar gördükten sonra, elbette ameliyatın başarısı az görünecek ve ‘ameliyat oldu ama düzelmedi ‘ olacaktır.

Başarısızlık doktora mal edilecektir.

Başarı sınıkçıya, başarısızlık doktora. Süper.

Artık MR denen teşhis yöntemi var, oldukça başarılı cerrahlar yanı başınızda. Bu durumda doktora gitmede gecikmek kendi kendimize zarar vermek olur gerçekten.

Gidelim. Bu konunun uzmanları ne diyorsa onu yapalım.

Günümüzde bel fıtıklarına; ilaçlar, fizik tedavi, algoloji uygulamalarının yanı sıra teknolojik gelişmelere paralel olarak laser,  radiofrekans, ozon tedavileri gibi bir sürü ameliyatsız çareler var.

Günümüzde bel fıtıklarına, kılı kırk kat büyüten mikroskoplar kullanılarak yapılan, riskin minimize edildiği, başarısı oldukça yüksek cerrahi uygulamalar var, size canı gibi bakacak doktorlar var.

Herkese sağlıklı günler dileği ile.

Op. Dr. İrşadi Demirci

Beyin, Omurilik ve Sinir cerrahisi uzmanı.